KÖPRÜ YIKILDI MI?

Yoksa Hiç İnşa Edilmedi Mi?

Türk Markalarının ABD E-Ticaret Hayalinin Kabusa Dönüşmesinin 3 Nedeni

1. Lojistik ve Gümrük Labirenti: Ürününüz harika. Ama Teksas'taki bir müşteriye 3 haftada ve fahiş kargo ücretiyle ulaşıyorsa, siz oyunda yoksunuz. Amazon FBA maliyetleri ve karmaşık gümrük prosedürleri, en iyi niyetli girişimcileri bile boğuyor.

2. Pazarlama Yankı Odası: Türkiye'de işe yarayan reklam stratejileri, ABD'de duyulmuyor bile. Kültürel farklar, yanlış hedefleme ve devasa reklam bütçeleriyle rekabet edememe, markanızın sesini daha doğmadan kısıyor.

3. Güven Eksikliği ve Marka Algısı: Amerikalı bir tüketici için "Made in Turkey" etiketi kaliteli tekstil anlamına gelebilir, ancak teknoloji veya diğer niş ürünlerde aynı güveni vermiyor. Tekil bir markanın bu algıyı kırması neredeyse imkansız.

Çözüm: Tekil Markalar Değil, Birleşik Bir Ekosistem

Çözüm, yüzlerce küçük derenin tek başına okyanusa ulaşmaya çalışması değil, hepsinin birleşerek dev bir nehir oluşturmasıdır. İhtiyacımız olan şey, lojistiği, pazarlamayı ve marka güvenini tek bir çatı altında toplayan, küratörlü bir "ABD-Türkiye Pazar Yeri" platformudur. Bu platform, Amerikalı tüketiciye "Türkiye'nin en iyileri burada" güvencesini verirken, Türk üreticiye de anahtar teslim bir ihracat kapısı sunar.

Bu devrim niteliğindeki pazar yeri ekosisteminin adı ne olmalı? Piyasayı ve tüketici algısını domine edecek, akılda kalıcı ve her iki kültürü de kapsayan bir marka. Stratejistler arasında bu rol için en çok konuşulan isim: usatur.com.